Please note that Tapas no longer supports Internet Explorer.
We recommend upgrading to the latest Microsoft Edge, Google Chrome, or Firefox.
Home
Comics
Novels
Community
Mature
More
Help Discord Forums Newsfeed Contact Merch Shop
Publish
Home
Comics
Novels
Community
Mature
More
Help Discord Forums Newsfeed Contact Merch Shop
__anonymous__
__anonymous__
0
  • Publish
  • Ink shop
  • Redeem code
  • Settings
  • Log out

Mucize İmparator

2. Bölüm (1/2)

2. Bölüm (1/2)

Aug 11, 2024

Kafasında kar tilkisinden yapılma beyaz kalpağı ile sarayın içerisinde yürürken, karşılaştığı hizmetlileri küçük bir tebessüm ve baş sallamasıyla selamlıyordu İmparator Insoo. Bugün herkes pek bir telaşlıydı, İşçiler gelmekte olan kış sezonu için harıl harıl çalışıyor, halk ise bol bol kilerlere erzak depoluyordu.

Dışarıdan bakan biri ülkedeki bu hareketliliği savaş hazırlığı olarak düşünebilirdi fakat bu durum kuzey halkı için çok normaldi. Onlar 500 senedir 6 ay kış 6 ay sonbahar olan bu topraklarda yaşamaya alışkındı. Her sonbahar sonu dallar kurumaya başladığında, halk bir olur ve tıpkı küçük bir karınca kolonisi gibi gelecek olan kışa hazırlanırdı. Görevini eksiksiz yerine getiren bir İmparator olarak, Insoo halkıyla beraber çalışıyordu. Tang İmparator'luğuna verdiği düzenli vergilerle kuzey sınırını sakin tutarken, bir yandan da dış ticareti geliştirmek adına ekstra çaba gösteriyordu.

Onun için, halkı her şeyden önemliydi. Kendi canından bile.

Soluk tenli İmparator eteklerini düzeltip önünde duran kalın botlarını eline aldı ve iki kez silkeledi. Botları ayağına geçirdikten sonra çıkmamaları için bağcıklarını sıkıca birbirine bağladı. Bir yandan da bahçedeki işçileri gözünün kenarıyla süzüyordu.

Çalıların arasında yemiş toplayan işçiler imparatorlarının ayak seslerini duyduklarında bir anlığına duraksayıp kafalarını kaldırmışlardı. Hepsi aynı anda selam verdikten sonra aynı hızla sepetlerini sırtlarına diktiler ve bir sıra halini oluşturarak doldurdukları yemişleri sarayın ana kilerine götürmek için yola çıktılar. Insoo çalışanlarının bu atikliklerini çok severdi. Saraydaki herkes işini asla geciktirmeyen, çok çalışkan insanlardı. Bu yüzden kendi başarısının en büyük sebebini bu kadar çalışkan olan işçilerine borçlu olduğunu düşünür dururdu.

Usul usul bahçenin siyah taşlardan yapılma yolunda yürürken gözüne ileride askerlerle konuşan İmparatoriçe takılmıştı

Usul usul bahçenin siyah taşlardan yapılma yolunda yürürken gözüne ileride askerlerle konuşan İmparatoriçe takılmıştı. Genç kadının soluk teni giydiği siyah ayı kürküyle daha da bir öne çıkmıştı sanki. Ama onu rahatsız eden bu değildi, asıl gözüne batan şey İmparatoriçenin suratındaki anlaşılmayan ifadesiydi. Yuvarlak ve kalın olan siyah kaşlarını çatmış, sinirli ancak bir o kadar da endişeli bir ifade ile askerleri dinliyordu.

Kısa fakat sık adımlarla eşinin yanına gittiğinde askerler hazır duruşa geçtiler ve hep bir ağızdan "İmparatorum çok yaşa!" diye bağırdılar. Insoo hafif bir baş sallamasıyla karşılık vermekle yetinmişti. "Bir sorun mu var?" dedi eşine doğru dönerek. Genç İmparatoriçenin ifadesi halen daha aynıydı. "Sayılır" dedi düşünceli bir ses ile. "Şuraya geçip oturmak ister misiniz?" Insoo tekrar başını salladı ve askerlere ufak bir selam verdikten sonra eşiyle beraber yapraksız ağaçların altında bulunan çardağa geçti. Genç kadın halen daha huzursuz duruyordu. "Az önce tatsız bir haber aldım" dedi ellerini kucağında kavuşturarak. "Hyesan bölgesindeki askerler sınırda çalışan bir muhbirin raporunu ulaştırdılar. Raporda denilene göre Tang hanedanlığını yöneten İmparator Yao yakın zamanda bize bir çıkartma yapma peşindeymiş". "Hangi sebeple?"

"Verdiğimiz vergileri yetersiz bulduğu için. Ayrıca yakın dönemde Göktürklere kaybettikleri toprakları bir nevi telafi etmek istiyorlar"

"Bu yüzden mi bizimle savaşa girmeyi göze alıyor?" İmparator sinirle burnundan soludu. "Saçmalık!"

Genç İmparatoriçe hafifçe başını sağa sola sallamıştı. "Niyetlerinin sadece bununla kalacağını düşünmüyorum" dedi kısık gözleriyle bahçedeki işçilere bakarken. Suratı hoşnutsuz bir ifade ile gölgeliydi. "Bizden sonra muhakkak Güneye ineceklerdir. Buranın toprakları kaybettikleri batı tang sınırına kıyasla çok verimsiz, zaten kendimize zor yiyecek çıkartabiliyoruz bu bilinen bir şey. Biz düştükten sonra güneyin sınırlarını zorlayıp oradaki bereketli toprağa konmak isteyeceklerine adım kadar eminim. Dahası, oradan Heian'ın güneyine çok rahat geçebilirler" Insoo eşinin dediklerine içten içe katılıyordu. İmparator Yao aç gözlü bir adamdı. Sadece kuzeyi almakla yetinmeyeceği dünden belliydi. 

O sıkıntılı bir iç çektiğinde, İmparatoriçe gözlerini işçilerden ayırdı ve buruk bir şekilde gülümsedi. "Bu konuyu daha detaylı bir şekilde konuşmalıyız" dedi eşinin suratına bakarken. "Bu akşam üstü paydostan sonra bir toplantı düzenleyebilirseniz pek bir alâ olur. General Park  bir kaç güne başkente geri döneceğini söylemişti. Kendisine daha erken gelmesini söyleyen bir haber yollayabilirim"

"Alâ" Imparator onaylarcasına başını salladı. "Mevzuyu General Park buraya geldiğinde açarım. Toplantıdan önce kendisiyle bir fikir alışverişi yapmak istiyorum."

Bu lafın üstüne bir şey dememişti İmparatoriçe. Anladığını belirtir gibi yavaşça gözlerini kapatıp açmış, sonra da kafasını tekrar işçilere çevirmişti. Hava soğuktu, suratına esen rüzgar yanaklarını kızartıyor ve burnunun ucunu sızlatıyordu. Bir müddet İmparator ile öylece çardakta oturdular ve bir şey demeden sadece insanların telaşını izlediler.

Hava hafiften turunculaştığında İmparatoriçe yavaşça oturduğu yerden kalktı ve eşini eğilerek selamladı. "Müsaadenizle saraya geçiyorum" diyerek üstündeki kürkü silkeledi. "Bu sabah Wonsan'dan 10 tane rahatsızlık sebebi belli olmayan hasta geldi. Şifacıların bir kısmı ot toplamakla meşgul oldukları için geri kalanlara yardım etmek istiyorum"  "Müsaade sizindir İmparatoriçe Eunju" Insoo eşinin selamına karşılık verdi. "Akşam yemeğinde görüşmek üzere"

İkili son kez selamlaştıktan sonra İmparatoriçe arkasını dönüp ağır adımlarla saraya doğru yönelmişti. Insoo eşi gözden kaybolana kadar onu izledi, daha sonra da derin bir iç çekti. Eunju ile çok küçük yaşta tanışmıştı genç İmparator.

O zamanlar daha 12 yaşında bir prensti. Günün neredeyse hepsini ders çalışarak ve kışlalarda pratik yaparak geçiriyordu. Çok sık sarayda durmazdı, fakat Eunju'nun varlığından haberdardı. Bu küçük kız saraya şifacı talebesi olarak geldiğinden beri herkes tarafından çok sevilmiş ve sahiplenilmişti. O zamanlar da cıvıl cıvıl biriydi. Oradan oraya koşturur, elinden kağıt divit eksik olmazdı. Başhekimin ağzından çıkan her şeyi not alırdı ve bunları odasına çekildikten sonra kendi not defterine geçirirdi. Dahası, Eunju aşırı akıllı bir kızdı. Kendi topladığı otların karışımından daha önce kimsenin aklına gelmeyen ilaçlar ve merhemler yapardı, sonra da bunları sarayın dışına götürerek ihtiyaç sahibi olan insanlara verirdi.

Halen daha, üstünden neredeyse 12 sene geçmesine rağmen Eunju hiç değişmemişti. Taht'a geçip İmparatoriçe ünvanını aldıktan sonra bile sık sık kılık değiştirerek sarayın dışına kaçardı. Özellikle başkentin uzağında kalan köylerde kapı kapı gezip insanları iyileştirdiği haberi Insoo'nun kulağına çok gelirdi. Bir kaç kez onu saraydan kaçarken yakalamıştı da, fakat hiçbir zaman buna ses etmemişti. Birileri İmparatoriçe'nin geceleri kayboluşuyla alakalı laf söylemeye kalktığında da onları susturur, hatta şarlardı. Eskileri düşündükçe yüzündeki tebessümü genişleyen İmparator derin bir nefes alarak kalktı yerinden. Ellerini sırtında kavuşturduktan sonra sarayın biraz doğusunda kalan karnabahar bahçesine doğru yürümeye başlamıştı.

Alucielo
Alucielo

Creator

Comments (0)

See all
Add a comment

Recommendation for you

  • Secunda

    Recommendation

    Secunda

    Romance Fantasy 43.3k likes

  • What Makes a Monster

    Recommendation

    What Makes a Monster

    BL 75.3k likes

  • Invisible Boy

    Recommendation

    Invisible Boy

    LGBTQ+ 11.4k likes

  • For the Light

    Recommendation

    For the Light

    GL 19.1k likes

  • Silence | book 2

    Recommendation

    Silence | book 2

    LGBTQ+ 32.3k likes

  • Blood Moon

    Recommendation

    Blood Moon

    BL 47.6k likes

  • feeling lucky

    Feeling lucky

    Random series you may like

Mucize İmparator
Mucize İmparator

457 views0 subscribers

Enemies to lovers, Slow burn, LGBT+, Drama ve türlü türlü entrika...
-
Goryeo yarım adasında gün geçtikçe hayat koşulları zorlaşıyordu. İki imparatorluğun hükmettiği bu toprak parçası yakında milyarlarca insanın mezarı olacaktı. Bunun için, acilen önlem alınmalı ve bir şekilde yaklaşan kanlı gelecek değiştirilmeliydi.

Bu yüzden, Güneyin vurdum duymaz, fevri ve en az sıcakları kadar yakıcı olan İmparatoru WANG Chadae bir sabah kalktığında kendini Kuzeyin haşin, hiçbir zaman kendinden ödün vermeyen ve en az soğukları kadar çetin olan İmparatoru HAN Insoo ile yanyana bulmuştu.
Subscribe

8 episodes

2. Bölüm (1/2)

2. Bölüm (1/2)

58 views 0 likes 0 comments


Style
More
Like
List
Comment

Prev
Next

Full
Exit
0
0
Prev
Next